The Ordinary %1 Retinol Serum İncelemesi
The Ordinary, DECIEM kuruluşunun Kanada merkezli bir markası. Bu marka, ürünlerinde çoğunlukla doğal içerik kullanmasıyla ünlü ve dünya çapında büyük beğeni toplamış durumda.
Bugün sizlerle bu çok sevilen The Ordinary markasının %1'lik retinol serumunu inceleyeceğiz.
İçeriğinin ilk sırasında insan sebumunda bolca bulunan squalane yer alıyor. Bu madde kuru ciltlere iyi gelen bir madde olduğu için retinol cildi daha az kurutsun diye konulmuş olmalı. Hemen ardından gelen caprylic/capric triglyceride, yumuşatıcılık ve cilt yenileyiciliği görevi görüyor. Ama ciltte yağlı bir his bırakabiliyor. Simmondsia chinensis (jojoba) seed oil, yani jojoba çekirdeği yağı, cildi nemlendirerek yumuşatıyor. Yine kuru ciltlere çok iyi geliyor. Bu ürünümüzün yıldızı olan retinol ise içerik listesinin ortalarında yer alıyor. Retinol, retinoid ailesinin en işe yarayan formu. Cildi yeniliyor, yaşlanmayı geciktiriyor, lekelere ve kırışıklıklara çok iyi geliyor.
Orta sıralarda yer alan solanum lycopersicum (tomato) fruit extract, yani domates meyvesinin özü, yine antioksidan olma ozellikliği barındıyor. İçindeki likopen sayesinde sivilcelerin azalmasına yardımcı oluyor. Rosmarinus officinalis (rosemary) leaf extract, biberiye yaprağının özü demek. Biberiyenin cildi yatıştırma, cildi koruma ve yaşlanmayı geciktirme gibi özellikleri bulunuyor. Hydroxymethoxyphenyl decanone, doğaya özdeş bir molekül. Antioksidan olma görevi görüyor ve maalesef orta derecede tahriş riski bulunduruyor. Bu nedenle hassas ciltlilerin dikkatli olmaları gerekiyor.
Son sırada yer alan bht ise koruyucu olarak kullanılan yaygın bir sentetik antioksidan. Bazı kaynaklarda kanserojen olduğu söyleniyor, ancak yapılan araştırmalar sonucunda %0,01 ile %0,1 arasında kullanıldığında kan dolaşımına ulaşıncaya kadar emilecek derecede cilde nüfuz etmediği ve güvenli olduğu kanıtlanıyor. Bu ürünün içerik listesinin son sırasında yer alması; son derece az miktarda kullanıldığı anlamına geliyor ve bu da bu maddeden bu üründe korkmamıza gerek yok demek oluyor.
Gördüğünüz gibi ürünün içinde çoğunlukla doğal maddeler bulunuyor ancak kimyasal maddeler de yok değil. Cilde sürerken oluşan yağlı his; içeriğindeki birkaç yağdan, retinolun yapısından ve caprylic/capric triglycerideden kaynaklanıyor. İçeriği güzel olsa da cildin retinole alışma süreci oldukça uzun sürüyor ve retinol maalesef her ciltle uyum gösteremiyor. Bu nedenle öncelikle düşük yüzdelikli olan retinol serumuyla cildi alıştırmaya çalışmak ve cildin uyumlu olup olmadığına bakmak gerekiyor. Ben maalesef bunu bildiğim halde cildim diğer asitlere uyumlu olduğu için ve The Ordinary serumlar pahalı olduğundan dolayı iki-üç kere (%0,25, %0,50, %1 diye) serum almak istemeyerek direkt olarak %1'den başladım. Ancak cildimi bir türlü bu seruma alıştıramadım. Tek etken de bu değil; cildim bu ürüne asla ve asla uyum gösteremedi ve her kullandığımda kocaman kocaman sivilceler çıkarttım. Hiç yanağımda sivilce çıkmazdı, oralardan bile çıkar oldu. Cilt doktoruma sorduğumda retinolun cilde deri değişimi yaptırırken deri altında kalan tüm sivilceleri çıkartarak kökten yok ettiğini, bir süre sonra sivilcelerin çıkmayacağını ve sabretmem gerektiğini söyledi. Ama bir süre kullanmama rağmen bu sorun çözülmedi. En sonunda da pes ederek serumumu anneme verdim. Onda herhangi bir soruna yol açmadı, güle oynaya kullanıyor. O nedenle siz siz olun benim gibi yapmayın; düşük yüzdelikli olanla başlayıp eğer cildiniz retinole uyum gösterdiyse yüzdelikleri arttırarak devam edin, göstermediyse de bir süre deneyip bırakın.
Retinol çok sert bir madde. Bu nedenle ilk kullanımda haftada bir kere kullanarak bu serumu rutininize eklemeye başlamalısınız ve daha sonraları cildinizde bir sorun oluşması gittikçe günleri iki- üç olacak şekilde arttırmalısınız. Ama sürekli de kullanmamalısınız. Örneğin cildiniz alıştıktan ve uyumlu çıktıktan sonra iki-üç hafta sürekli kullandıysanız eğer, bir hafta cildinizi dinlendirmelisiniz. Yoksa cilt tahrişlerine yol açabilirsiniz. Bu arada retinol, cildinize deri değişimi yaptıracağı için ciltte kızarıklıklara ve deride hassasiyete yol açabilir; korkmayın, bu normal bir durum. Nemlendiricinizi ve güneş kreminizi bolca sürmeyi ihmal etmeyin. Diğer sert asitlerle birlikte kullanımdan da kaçının. Retinolun gündüz kullanılmadığını, özellikle gece kullanılması gerektiğini de sakın unutmayın. Cildinizde benimki gibi sorunlara yol açarsa da mutlaka bırakıp cilt doktorunuza danışın.
The Ordinary %1 retinol serumu, maalesef ülkemizde herhangi mağaza satmamakta. Bir ara Watsons satıyordu, noldu bilmiyorum ama artık satmıyor. Bu nedenle bu serumu sadece internetten satın alabiliyorsunuz. Aslında The Ordinary çok pahalı bir marka değil ama bizim ülkemizde fazlasıyla pahalıya satılıyor. Bu da sahteciliğin önünü açıyor. İnsanlar üç kuruş ucuza alabilmek için bilmeden sahte ürünler alıyor. The Ordinary ürünlerinden alabilmek en çok dikkat edilmesi gereken şey ürünün orijinal olup olmadığını anlamak oluyor. Bu konuda yazdığım yazıya bakmak isteyenler için linki şuraya (bakınız) bırakıyorum.
Bu haftalık da bu kadar. Diğer yazıma kadar hoşça kalın, mutlu kalıın!
